Bakan Tekin: Kayıt ücreti alınıyor ifadesi ciddi itham
Bakan Tekin, Haber Türk’te “Özel Röportaj” programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Diyarbakır’da öldürülen 8 yaşındaki Narin Güran’ın okulundaki çocuklara psikososyal bir destek sağlandı mı?” sorusuna ilişkin Tekin, 9 Eylül Pazartesi günü Narin’in okuluna 12 kişilik bir uzman heyetinin gönderildiğini belirtti.
Tekin, uzmanların, Narin’in arkadaşları, öğretmenleri ve diğer ebeveynlerle rehabilitasyon sürecini yürüttüğünü ifade ederek, “Tekrar başsağlığı diliyorum. Bunun bir an önce okuldaki çocuklarımız açısından unutulup, eğitim öğretim hayatının başlaması gerekiyor.” dedi.
Bakan Tekin, okullarda kayıt ücreti alınıp alınmadığına ilişkin soruyu yanıtlarken şöyle konuştu:
“Bu şekilde, ‘Kayıt ücreti alınıyor’ ifadesi öğretmen ve idareci arkadaşlarımızı zan altında bırakabilecek ciddi itham. ‘Kayıt ücreti isteniyor’ denmesi biraz abes açıkçası. Bunu kabul etmiyorum. Bunu okuldaki idarecilerimize karşı itibar sarsıcı bir söylem olarak değerlendiriyorum. Bu yıl okullar açılmadan önce 43 maddelik genelge gönderdik. Israrlı bir şekilde okullarımıza, ‘Kayıt ve benzeri ücretlerle velilerden ücret alınmaması, alan kişilerle ilgili işlem yapılması’ ifadelerini kullandık. ‘Kayıt ücreti ya da zorla ücret alınıyor’ ifadesi gerçekleri yansıtmıyor. Hala bu konuda şikayeti olan varsa Bakanlığımıza ulaşsınlar gereğini yapalım. Para vermeyen öğrenciyi kayıt etmiyorum diye bir şey yok.”
“Mülakatları revize edeceğiz dedik”
Mülakatlara ilgili soruya cevap veren Tekin, hakkı ihlal edilen kişilerin dava açabileceğini belirterek, “Milli Eğitim Bakanı olarak bir yıl önce ‘Okullarda çocuğu emanet ettiğim bir öğretmeni seçme inisiyatifim olmalı’ dedim. Mülakatları revize edeceğiz, dedik, süresi ve içeriğiyle ilgili değişiklik yaptık. Mülakatlarla ilgili her ortamda, ‘Kul hakkı yemeyecek adil biçimde deneme dersi anlatmak istiyoruz.’ dedik. KPSS’ye girmiş adaylardan üç katı adayı mülakata davet edeceğimizi deklare ettik. Aday, salona gittiği zaman gerçek kimliği belli değil. Ben şube müdürü olarak jüri üyesiyim diyelim, karşıma gelen kişinin adı, memleketi yok. Bir kod numarası tanımladık. Adayın da kendisini sınav yapacak 3 kişinin kim olduğundan haberi yok.” değerlendirmesinde bulundu.
Tekin, mülakata ilişkin ses ve görüntü kaydı da bulunduğunu vurgulayarak, “Bu sınav döneminde ne bir siyasetçiden, ne bir tanıdığımdan ne arkadaşlar aracılığıyla bize hiçbir isim gelmedi, biz de hiçbir ismi komisyonlarda paylaşmadık. ‘Böyle bir işe giren en yakın arkadaşım bile olsa buna tevessül ederse gereğini yapacağım’ dedim. ” şeklinde konuştu.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, öğretmen atamalarıyla ilgili olarak da mülakat sürecini tamamladıktan sonra mevzuat değişikliğini yönetmelikte yaptıklarını, yüzde 100 mülakat notuyla atama yapılırken bunu yüzde 50 olarak tanımladıklarını söyledi.
Bazı siyasetçi ve sendikaların bunu yargı konusu yaptığını hatırlatan Tekin, iptal olursa yüzde 100 mülakat ile atama gerçekleştireceklerini, Danıştay’ın kararı kendilerine ulaştığında açıklamada bulunacaklarını vurguladı.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli
Bakan Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla müfredatları revize ettiklerini dile getirerek, Türk milletinin atalarının dünyanın neresinde olursa olsun haksızlık, adaletsizlik ve zulme müdahale ettiğini söyledi.
Gazze’de şehit edilen öğrenci sayısının 10 binin üzerinde olduğunu hatırlatan Tekin, şöyle devam etti:
“40 binin üzerinde şehitten bahsediyoruz. Dünyanın gözü önünde bir vahşet bir yıldır devam ediyor. Buna sessiz kalmak devlet geleneğimizle örtüşmez, millet olma bilincimizle örtüşmez. İlk dersimiz için 15 dakikalık video hazırladık. Öğretmen arkadaşlarımız bu video ile derse başlasınlar istedik. Hem Kurtuluş Savaşı’mız hem de devlet geleneğimizle nasıl davranmışız, bunun devamı için nasıl bir refleks göstermeliyiz sorusunun cevabı videoda var. Videoda, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı ile ilgili bir eksiklik yok. 9 Eylül, Atatürk vurguları var. Gazze ile ilgili kısım videonun üçte birinden daha az.”
“Sivil toplum örgütüne bütçeden 1 kuruş para harcamayız”
Tekin, “Cemaatlerle protokol imzalandı” iddialarına yönelik, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu bu nedenle ancak tüzel kişilik hüviyetini kazanmış yapılarla protokol imzalayabileceklerini kaydetti.
İçişleri Bakanlığının sivil toplum olarak tanımladığı yapının kendileri için de legal olduğunun altını çizen Tekin, şu ifadelere yer verdi:
“Bize katkı verecek legal her türlü yapı, STK, meslek örgütü ve federasyonla imzalayabilirim. 5 bine yakın bu anlamda protokolümüz var. İsimlerini açıklamak istemiyorum ama çok farklı perspektiften dünyaya bakan sivil toplum örgütleriyle protokollerimiz var. Cemaat ya da tarikat diye tanımlanan protokol sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Hiçbir sivil toplum örgütüne bütçeden 1 kuruş para harcamayız. Protokol yapıyorsak Bakanlıktan kaynak aktarmayız. ‘Bütçeden şu kadar para cemaat ve tarikatlara ayrıldı’ diyenler yalan söylüyor. Burada da protokolün içeriğine aykırı bir şey yapılırsa protokolü feshedeceğimize dair hükümler koyuyoruz. Hukuka halel getirecek hiçbir şey yok, protokollerde hiçbir sorun görmüyorum. Bu protokoller eskiden beri imzalanan protokoller.”
“Müfredatı yüzde 35 oranında hafiflettik”
Müfredattaki değişikliklere değinen Tekin, 30 yıl önce eğitimin odağında çocuklara bilgi yüklemek şeklinde bir anlayışın olduğunun altını çizerek, o yıllarda bilgiye erişmekte zorlanıldığını ve okuldan başka bilgi kaynağı olmadığını kaydetti.
Tekin, şimdi çocukların istediği şekilde bilgiye erişme imkanı bulunduğunu, 20 yıl önceki mantıkla ‘çocuklara bilgi yükleyelim’ demenin yanlış olduğunu söyledi.
Müfredatı değiştirme sebeplerinden birinin de bu olduğunu dile getiren Tekin, Türkiye’de çocuklara dünyadaki yaşıtlarına göre iki katı bilgi yüklendiğini ifade etti.
Tekin, uluslararası değerlendirme mekanizmasındaki kazanımların aynı düzeyde olmasını sağlamak açısından müfredatı yüzde 35 hafiflettiklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Müfredattan çıkan herhangi şeyin bilimselliğini tartışarak çıkarmıyoruz. Bu bilgi çocuklarımızın ilerleyen eğitim dönemlerinde alabileceği bilgi türüdür. Ön lisansta, lisansta alsın diyoruz. Çocukların ve öğretmenlerin sırtından ağır bilgi yükü aldığımız, beceri odaklı eğitim yaptığımız, öğretmen inisiyatifi ve öğrenci katılımını artırdığımız için mi eleştiriliyoruz? Merhametli, çevresine saygılı, erdemli, milli ve manevi değerleri özümseyen bireyler yetiştirdiğimize, tarihimizi, Osmanlı’nın kuruluşundan Cumhuriyet’e, Kurtuluş Savaşı’ndan Atatürk’ün hayatına kadar almış olmamıza, Cumhuriyet tarihinde darbe süreçlerinin müfredatta olmasına, Mavi Vatan, Gök Vatan gibi kavramların coğrafya dersinde bulunmasına mı itiraz ediyorsunuz?”
Farnsız okulları
Fransız okullarıyla ilgili duruşlarını açıkladıklarını aktaran Tekin, “Türkiye milli ve bağımsız devlet. İç hukukumuza uygun olarak eğitim yapan herkesin hakkını koruruz. Bu hukuka saygı göstermeyenlere karşı gereğini yaparız. Fransız yetkilileriyle konuştuk. Uluslararası sözleşmede ısrarcı olduğumuzu paylaştık. Onlar da 6 ay içinde hazırlayacaklarını söylediler. Bizim taleplerimize pozitif cevap verirlerse uluslararası süreci yürütürüz. Şu anda hukuki zemini olmayan okullar. Konunun müfredatla alakası yok. Şu an Türkiye’de 34 tane azınlık okulumuz var. Her türlü ihtiyaçlarını gidermek için çaba sarf ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Tekin, memuriyetten öğretmenliğe geçiş gibi bir çalışmalarının olmadığını dile getirdi.
Özel okullardaki eğitim ücretlerinin bu yıl itibarıyla stabil hale geldiğini aktaran Tekin, bu anlamda binden fazla okulda denetim yaptıklarını belirtti.